Masamın üstünde bir saat var.
Serkisof marka, küçük ve kurmalı bir saat.
Yaklaşık bir aydır masamda mütevazi bir yer işgal ediyor, her saniyeyi canhıraş bir gayretle duyurmak için çıkardığı sesiyle.
Sorun şu ki bu bir ay içinde kurmayı unuttuğum için defalarca durdu.
Saate bakma alışkanlığı olmayan ben, bir sıkıntıdan sıyrılabilmek için gözlerimi küçük serkisof'a kaydırdığımda durduğunu görüyorum.
Her şeyin mekanik bir düzenlilikle sürdüğü modern hayatta, bir saati kurmak düşüncesini yitirdiğimi farkettim.
Nasılsa her şey otomatik, her şey aynı sıkıcılıkla ilerliyor hayatımızda diye düşünürken, küçük serkisof şefkatli ellerle okşanmadığında susuyor.
Aşklar da böyle gerçekte.
Ezber cümlelerin, ezber duyguların içinde aktığını varsayarken, gerçekte sevgilinin kalbine dokunmak gerektiğini unutuyor insan.
Modern hayat; otomatik, mekanik, tekdüze, teksesli, naylon, kokusuz, steril, tek frekanslı aşkları dayatıyor hepimize.
Oysa aşk, masa üstündeki kurmalı saattir. Gözlerine bakmayı, ellerine dokunmayı gerektirir.
Dostluklar da böyle bir yanıyla.
Siz sanırsınız ki, o eski dostlar bıraktığınız yerde aynı mekanik döngüyü sürdürürler.
Öyle değil.
Dostlarda kurmalı saatler gibidir.; onların da kalplerine dokunmalısınız.
Teknoloji kola takıldığı anda çalışan saatleri icat etse de, sahici hayat halâ kurmalı saatlerde akıyor.
Tarık Tufan
27.10.10 |
vakt-i nesir
|
4
yorum
Sayin abheri, yazilar cok guzel yukardaki yaziyi tam konsantre olmus okuyorken bir muzik cikti, birden dagildim.
YanıtlaSil@devletnur Paylaşımları beğenmenize sevindim. Müzik konusundaki uyarınızı dikkate alarak, otomatik çalmasını devre dışı bıraktım.
YanıtlaSilSelam ve dualarımla...
Ya birakmasaydiniz aslinda cok etkiliydi belki sozlerden cok daha fazla seyler ifade ediyordu yani cok begenmistim. Ney' gizli sirrini fisildiyordu.
YanıtlaSil@devletnur Hay Allah bende konsantrenizin dağıldığını, rahatsız olduğunuzu düşünmüştüm :)
YanıtlaSilPeki o zaman eski hâliyle devam diyelim...
Sevgiler...