"düşün, düşün ki düşün gelişsin"
Abdülkadir Geylani Hazretlerine birisi bir köle hediye ediyor, diyor ki: "Bu köleyi alın, zatınıza hizmetçi olsun."
Abdülkadir Geylani Hazretleri köleyi alıyor, evine getiriyor, "Evladım, bak," diyor, "şu odalar yatma yeridir, şu elbiseler de giyilebilir. Yemek istiyorsan işte şu yemekler var."
Ondan sonra soruyor: "Şimdi gördün bunları, nerede yatmak istersin?"

Kölenin cevabı: "Nereyi münasip görürseniz."
"Peki hangi elbiseyi giymek istersin?"
"Hangisini uygun görürseniz."
"Hangi yemeği seversin?"
"Hangisini verirseniz."

Köle böyle cevaplar verince, Abdülkadir Geylani Hazretleri gözyaşı dökmeye başlıyor. Köle bu sefer tereddüt ediyor, üzülüyor, acaba hatalı bir cevap mı verdim diye. Geylani Hazretlerinin gözyaşları sürekli akınca köle yaklaşıyor, "Efendi Hazretleri, kusur ettiysem, özür dilerim, hata mı ettim acaba?"

"Yok evladım yok, hata etmedin, tam isabet ettin" diyor.
"Niye ağlıyorsunuz öyleyse?" deyince:
"Söylediklerini dinledim de ondan."
"Ben yanlış birşey mi söyledim?"

"Yok, doğru söyledin. Keşke senin bana bu yaptığın itaat gibi, ben de Rabbime böyle bir itaatte, kullukta bulunsam da ömrümde bir defa olsun, Ya Rabbi, Senden hiçbir şey istemiyorum. Nereyi uygun bulursan o evde yatarım, hangi elbiseyi münasip görürsen onu giyerim, hangi rızkı verirsen onu yerim. Başka bir talebim yok Senden diyebilseydim. Onun için ağlıyorum" diyor... !
Share
Ey Gönül !
Şimdi sorarım sana, hangi aşk daha büyüktür ?
Anlatılarak DİLE DÜŞEN Mİ ?
Anlatılmayıp da YÜREK DEŞEN Mİ ?

Şemsi Tebrizi
Share
Ulemanın yanında dilini koru !
Eyliyanın yanında gönlünü koru !
Namazdayken kalbini koru !
Yemekteyken mideni koru !
Başkasının evinde gözünü koru !
Halkın arasında dilini koru !
İki şeyi unutma : Allah'ı ve ölümü
İki şeyi unut : Başkasına yaptığın iyiliği, başkasının sana yaptığı kötülüğü...

Lokman Hekim
Share
Vesîle-cûy-ı vuslat olduğum yâre duyurmuşlar
Nifâk etmişler ammâ mânevî himmet buyurmuşlar

-Vahyî-

(Vuslat için bahaneler aradığımı cananıma duyurmuşlar. (Bu işin failleri), nifak (sevgiliyle aramda bozgunculuk) yapmışlar. Ancak (ne mutlu bir tesadüf ki böyle bir nifak çıkarmakla) hakkımda (bilerek ya da bilmeyerek) manevi himmet buyurmuşlar.)
Share
Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim , Her türlü amelde çok ahesteyim , Kabrim beni bekliyorken dünyalık hevesteyim , Uyandır artık Ya Rab ! belki son nefesteyim. . . !

Hz Mevlana
Share
.............
Kalbe sözden çok sükuttan mânâlar akar. İnsan evrendeki sükutu anlayabilseydi, kim bilir belki de söz olmayacaktı. İnsanlar sükutun dilinden anlayacak, derin ve manalı bakışlarla konuşacaklardı. Ve ses, sükutun heybetini bozamayacaktı. Konuştuğum zamanlar hep acze düşmüşümdür de ondan kelama sarılmışımdır. Evrendeki her varlıkta sükutu bir süs, bir hikmet olarak algılamışımdır. Sözü ise ancak bir zaruret..

Hep derin denizler kadar heybetli bir sükut dinledim ondan. Sanki durgun ve derin bir ummanin kıyısına varmıştım. Derinliklerinde gönül ve hikmet incilerinin gülümsedigi bir deniz bulmuştum. Hayatın hicbir kasırgası, hadiselerin hiçbir fırtınası onu dalgalandıramıyordu. O denize imrendiğim an, gözlerim su mısralara takılmıştı:

Gittim, gittim, denizin,
Sınır yerine vardım
Halin bana da geçsin!
Diye ona yalvardım
Bir çılgın vesvesede,
İçim didiklense de,
Olaydım o cüssede,
O’nun gibi susardım..

Gerçekten de öyle olmuştu. Sonsuza götüren bir denizin kıyısına varmıştım. O zaman anladım ki, susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi. Sığ suları en hafif rüzgarlar bile çosturabiliyor. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar..

Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor. Anladım ki susan her şey derin ve heybetli.

FARUK GÜRBÜZ
Share
Eğer inceldiği yerden kopmasına izin vermezsen, gün gelir en sağlam yerinden kopar. Canın yanar...

Sunay Akın
Share
Birini İşaret Ederek Suçlarken Dikkat Edin , Diğer Üç Parmağınız Sizi Gösteriyor!

Anonim
Share
Şiirbazın biriyim duygular var ederim yoktan
Harflerimi tuza basarım yazdıktan sonra
Nabzımın melodisi çalınır hep satırlarımdan
Okunmayacak hâlde kefenimin beyaz sayfaları
Vücudum bütün mürekkebini sana harcadığından
Anlatamıyorum mezarımın yazlık manzarasını…
Freni tutmayan vedalarda üzerime devrildi aşk!

Özgür Gümüşsoy
Share
"Yaşıyorum, beni meşgul etmeyin."
Bu bir cümledir. Fakat isterse dize de olabilir, özlü söz de. İnsan da böyledir. Ne isterse olabilir, hatta insan bile olabilir.

İbrahim Tenekeci
Share
Halet-i ruhiyemiz sürekli dönüşüm halinde, kimi zaman içimiz neşve ile dolarken, kimi zaman hal-i pürmelâle gark oluyoruz. Yaşadıklarımız, gördüklerimiz, hayâllerimiz bu dönüşüme ziyadesiyle katkıda bulunuyor. Mevsimler bile bu işin içinde! Nasıl ki ilkbaharda tohumlar filizlenip doğa renkleniyorsa, baharda içimizdeki sevinçler filizlenip boy veriyor. Ve nasıl ki sonbaharda tüm bitkiler sararıp soluyorsa, içimizdeki sürur, yapraklarını döken ağaç misali soluyor ve yerini hüzün alıyor güzün. Gördüğünüz gibi hislerimizin sanığı ne de çok ve fakat en fazla elemlerimize zanlı arıyoruz…

Hep gökyüzünün güneşi sakındığı saatlerde, sökün eder kederler. Böyle vakitlerde belli olur zamanın zamansızlığı. Bir ırmak misali akıp giden an’lar durulur akmaz olur. Öyle ki, divan edebiyatı şairlerinden Sabit’in;
“Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir
Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat”
dediği gibi gecenin zifirisi uzadıkça uzar. Lâkin Huzura varabilirse yüzün, gidecektir hüzün…

Hep tutulmayan vaadlerde, sökün eder kederler. Böyle zamanlarda belli olur güvenin güvensizliği. Sırtını dayadığın ağacın devrilivermesi misali yaslanamaz olursun. Öyle ki hayat bile anlamını yitirir, kalabalıklar arasında yalnız kalırsın. Lâkin Vahdet’i görürse gözün gidecektir hüzün…

Hep yapılmayan taatlerde sökün eder kederler. Böyle belli olur sorumluluğun sorumsuzluğu. Bu ihmâl veba salgını misali tüm yaşam alanına sirayet eder. Öyle ki görevler ve ödevler hafifletici sebeplere düçar olarak önemini kaybetmeye başlar. Lâkin Haşyet’i bilirse gönlün gidecektir hüzün…

Hep kulağımıza gelen naatlerde sökün eder kederler. Böyle zamanlarda belli olur sevgisizliğin sevgisi. Zihnin bir köşesinden çıkıp aklımıza düşüveren bir şey misali, hatırlanıverir Sevgililer Sevgilisi. Öyle ki nadim olup unutmuşluğa hayıflanırsın. Lâkin Tevvâb’a sığınabilirse özün gidecektir hüzün…

"abherî"
Share
Şu rahmete bakın ki,
insanlar bütün azalarıyla günah işlerken,
sadece diliyle yaptığı tövbeyle affolunuyor.

-Aziz Mahmud Hüdai (k.s)-

Lâyıkıyla nadim olup, tövbe eden kullar arasında olmak ümidi ile hayırlı cumalar...
Share
Yazdıklarının bir "şahaser" olduğunu zanneden yazarlardan biri, bir gün Yahya Kemal'e sorar:
Üstadım, dünkü sayımızı gördünüz mü?
Gördüm.
Şaheserimi okudunuz mu?
Okudum.
Nasıl buldunuz?
Fena değil.
Pek beğenmemişe benziyorsunuz!
Yahya Kemal, muhatabını kırmamaya çalışarak:
Estağfirullah! Yalnız şaheser yazmaktan vazgeçsen de, biraz da eser yazsan diyecektim :)
Share
İlkelerin olacak.
Seni satın alamayacaklar.
Aptalların uydurduğu Atasözlerine inanmayacaksın:
"Paranın satın alamayacağı şey yoktur".
"Herkesin fiyatı vardır".
gibi sözlere kanmayacaksın.
Onurunla, kimliğinle ve beyninle akıllı yaşayacaksın.
Üreteceksin, seveceksin, sevileceksin, inançlarının arkasında duracaksın.
Sevgilerin karşılıksız, yardımların gizli olacak.
Seni attan, ottan ayıran özelliğin farkına varacaksın.
Çünkü sen insansın.
ve bunu yakaladığın gün,
bembeyaz yaşayacaksın.

MÜJDAT GEZEN
Share
Aklın güzelliği dil ile, dilin güzelliği söz ile, kişinin güzelliği yüz ile, yüzün güzelliği göz ile belli olur.

Yusuf Has Hacip
Share

Ne giysem yakışmıyor uçurumlardan başka
Dağıtamıyor hiçbir güneş ruhumdaki sisi
Ve ben hâlâ yarın güzeldir diyorum
Kalmasa da albenisi..

İ.Tenekeci
Share
.............
Saatlerin durduğunu, zamanın donduğunu düşündün mü hiç? Endişeden ölürcesine... Saatin tiktaklarını hızlandırmak istercesine... Zembereğinden fırlamak için kıvranan yaycasına...
Sen hiç seni bekledin mi?..

Çaresizliğin en yoğununu yaşadın mı hiç? Mümkün olsa canını verebilmecesine... Ama elden bir şey gelmemesinin verdiği acıdan çıldırmacasına...
Sen hiç sana üzüldün mü?..

Haklıyken bile içindekileri anlatamayıp hak verdiğin oldu mu hiç? Haykırmak isterken içindekileri, çığlık çığlığa susarcasına...
Sen hiç sana kırıldın mı?..

Kelimelerin yetersiz geldiği oldu mu hiç? Kafandan bir sürü şey geçerken, bomboş kağıda bakarcasına... Elin kalemi tutmaz olurcasına...
Sen hiç sana yazdın mı?..

Öldün mü sen hiç yaşarcasına? Yükseklerden düşerken bir an zirvede bulurcasına... Issız bir adaya düşmek üzereyken, kıtaların en büyüğüne ulaşırcasına...
Sen hiç seni sevdin mi?..

Yine kelimeler yetersiz, yine zaman akmıyor... Ve ben bakakalıyorum boş kağıtlara... İçim bir roman yazacak kadar doluyken, dökülmüyor bunlar yine kalemin ucundan... Ve ben yine anlatamıyorum seni umutsuzcasına.. Ve..
Sana en çok ihtiyacın varken; sen hiç sensiz kaldın mı?..

Pınar ERDEM
Share
Cân çıkardı mahbes-i tenden kemend-i hecr ile
Lîk zencîr-i ümid-i vasl-ı dilber bağlar.

(Can,vücut hapishanesinden ayrılık kemendi ile çıkabilirdi. Ama onu sevgiliye kavuşma umudunun zinciri bağlıyor, buna engel oluyor.)

-Zâtî-
Share
Ey ezelin ve ebedin ey yerin ve göğün maliki olan Rabbim
ismini isminin yanına yazdığın Sevgilin Habibin hürmetine
yardım eyle Muhammed ümmetine…

zulmedenin zulmünü
al başına geçir ya RAB
ve ebabil kuşlarını
başlarında uçur ya RAB
uykularının vahını
çektik dua silahını
sen mazlumların ahını
zalimlerden çıkar ya RAB
RABBİM
Sanadır dilekçem
çaresizlik tek gerekçem
boynum bükük bozuk lehçem
zalimleri batır ya RAB
zulmedeni bitir ya RAB
mazlumları üzenleri
kudretinle Sen ez ya RAB
mü’minler çaresiz kaldı
kördüğümü Sen çöz ya RAB
AMİN
Share
Kısa metraj şaşkınlığıma
Har vurup harman savurmadığımdan beri saçlarımı
Ve...
Naylon vicdanları eskiciye verip
İki leğen-bir tencere aldığım günden beri
Yazıyorum...
Öldüğümde beni o şiirlerin gamzelerine gömün diye..

Tamer Çalı
Share
Güzel olan yalnız "olmak", kalabalıklar içinde yalnız "kalmak" değil!

"abherî"
Share
Bir bilge kişi, çölde öğrencileriyle otururken demiş ki;
-Gece ile gündüzü nasıl ayırt edersiniz? Tam olarak ne zaman karanlık başlar, ne zaman ortalık aydınlanır?

Öğrencilerden biri;

-Uzaktaki sürüye bakarım, demiş, "Koyunu keçiden ayıramadığım zaman akşam olmuş demektir."

Başka bir öğrenci söz almış ve "Hocam" demiş, "İncir ağacını, zeytin ağacından ayırdığım zaman, anlarım ki sabah başlamıştır."

Bilge kişi, uzun süre susmuş. Öğrenciler meraklanmışlar ve "Siz ne düşünüyorsunuz hocam?" diye sormuşlar.
Bilge kişi şöyle demiş;

-Yürürken karşıma bir kadın çıktığında, güzel mi çirkin mi, siyah mı beyaz mı diye ayırmadan ona "bacım" diyebildiğimde ve yine yürürken önüme çıkan erkeği, zengin mi yoksul mu diye bakmadan, milletine, ırkına, dinine aldırmadan, "kardeşim" sayabildiğimde anlarım ki; sabah olmuştur, AYDINLIK başlamıştır...
Share
dünya avladı beni
çiçek kadar ömrümde
birlikte olduğum insanlardan yalnızlığı öğrendim
çiçek kadar ömrümde
dünya avladı beni...

Mevlana İdris Zengin
Share
"Bu ten candan geçmeden gülüm, bu dünyadan göçmeden,
Gel seninle bir rüya görelim, güzel bir rüyamız olsun."

Güzel bir rüyadan sonra gülümseyerek uyanmak kadar kalbe ferahlık bağışlayan kaç nimet bahşedilmiştir kişioğluna ve güzel rüyaların görüldüğü kaç gece nasip olur ömürde bir kula?!.. Rüya ki Emin Sevgililer üzerine görülür, vahiylerden bir vahiy; ilhamlardan bir ilhamdır. Taşıyabilen kalbe aşk olsun!..

Kutlu bir rüya görebilmek için kaç geceler feda edilir ve kaç gündüzlerin şeb-i yeldaya uğrar yolu; hiç düşündünüz mü? Bir istiharenin rengi kadar hafif; bir rehberin muştusu kadar aziz değil midir?!..

Damar damar kelâm eker güzel rüyalar dünyamıza, kırklar diliyle dilekler tutarlar. Yüreklerin ta ortasında kutlu çağa ant içerek gelir şeker-şerbet lezzetler ve Nebi'ye Sıddîk, Mevlânâ'ya Şems oluverir. Hilâlin ucuna şehadet yıldızları kondurup aşina dualarda perdelenen hakikati gösterir onlar bize.

Avcıyı ceylanlar vurur güzel rüyalarda, güller bülbüle methiye okur. Güzel bir rüya görmek için geceler sevinçle gecelere eklenir ve bir rüya mestliğiyle asırlarca beklenir. Sevgili'yi göreceği rüyanın sevinciyle gözüne uyku girmeyen âşıklar anlar bir gecenin asaletini ve gördüğü kadarıyla can verir uğrunda. Kalbinde yarası kanayanların da, canı canana adayanların da bir bimarhaneye uğrar yolları rüyalarda ve tuz yiyenin buğu buğu berrak sular serpilir üstüne. Bozbulanık seller uğrar bir çölün rüyasına da, karanlıklara güneş olur İbrahim'i yakmayan ateşin serinliği.

Dublörsüz oynanan filmin son karesinde bir kahraman yaratırdı eskiden rüyalarımız ve Levnî Sarayburnu'nda minyatür çizerken Galip Dede Galata'da yazardı na'tını. Sinan'ın rüyası Selimiye idi ve Itrî bir rüyada besteledi tekbiri.

Sonra; toprak olmak için acele eden yiğitler hep bir rüyanın peşine takılıp gittiler bu illerden, sırlarını er meydanlarına gömdüler. Ar deyip gül koklayanlarla kar deyip sel saklayanlar bir rüyaya üftade düştüler. Kalplere kayıt çizen söz sultanları üretti lambalarda yaprak yaprak parlayan alevleri ve son sözün en zarifini rüyalardan devşirdiler. Oysa ne gerek vardı sözlere, onlar anlatamayacak, biz anlayamayacak olduktan sonra...

Şimdi rüyalarımız var, tabirlerini bilemediğimiz; bıçak sırtı kadar keskin, kıl köprüler kadar ince. Ateş denizlerinde mumdan gemilerle gezinmedeyiz artık ve rehin bırakılmada soysuz gerçeklere kutlu düşler.

Ne ulvî rüyalarımız vardı bizim, ne yüce rüyalarımız!..

İskender Pala
Share
Günlerin çıkrığında tutuşmuş gül konuşur
Yokluğun dallarında garip bülbül konuşur
Susar sonsuzluklarda sabrın uhrevî dili
Her şey susar en sonunda tahammül konuşur
...........

Yaşar Bayar
Share
Nasıl da bastırmış.. Küfrân sisleri,
Kaybolmuş.. Nebî'nin, nûrlu izleri.
Bunca belâ.. Uyarmıyor bizleri;
Olmuşuz.. Kör, sağır bir nefse tâbî;
Ne kadar da sabırlısın.. Yâ Rabbî...

Anlatmaya, dilde lisan yetmiyor,
Utancından, durdu kalem gitmiyor,
Ne yapsak da, bizde kusur bitmiyor;
Olmuşuz.. Bir kere isyâna tâbî;
Kurtar bizi.. Kurtar bizi.. Yâ Rabbî.

Cengiz Numanoğlu
Share
4 tane üniversite öğrencisi, uyanamadıkları için matematik
finaline geç kalırlar ve okula gidince hocaya arabalarının lastiğinin
patladığını söylerler... Hoca ilk başta inanmaz ama öğrencilerinin
yalvarmalarına dayanamayarak, onları 3 gün sonra sınav yapacağını söyler.
Sınav günü gelince hoca, 4 öğrencinin hepsini boş bir salonun ayrı ayrı
köşelerine oturtur.
Sınav geçme sistemi şöyledir: 100 üzerinden 50 puan alan herkes
sınavı geçebilir... Hocanın hazırladığı sınavda ise ön sayfada 10'ar
puanlık 4 tane basit matematik sorusu vardır... Bunları kolayca çözerler.
Arka sayfada ise 60 puanlık 1 soru vardır:

"Hangi lastik patladı?"
:))
Share
Gerçeğin hayâlden en bariz farkı
Uzağa atarsın, yakına düşer...
Öyle günler, öyle simalar var ki
Unutmak istersin, aklına düşer.
.......

Abdurrahim KARAKOÇ
Share
Bahşeyleyip günahımı mesrûr eder misin ?
Ya Rab harâp kalbimi ma'mûr eder misin ?

Enderunlu Vâsıf
Share
Çiçeksen, baharı bekleyeceksin sabırla... Erken açmayacaksın,kış soğukları vurur...
Baharın gelmesinden ümit kesip,toprağın karanlıklarına teslim olmayacaksın, çürür, yok olursun...
Tohumsan, toprağın bağrında saklanmaktır mukarrer bir vakte kadar sabır...
Karanlığa boyun eğmemektir. Üstündeki yük altında ezilmemektir.
Misyonunu unutmamaktır...
Zamanı geldiğinde cidarı çatlatabilmek, toprağın üstüne doğru,ışığa doğru tırmanabilmektir.
Rabbimin dilediği bir gün var, ışığa çıkmak için, yaratılış misyonumu ifa etmem için...
Bunu vird haline getirmektir sabır...
Sabır, Rabbin halikiyyetine,ibdasına güveni,bir iç direnci koruyarak baharı bekleme eylemidir.
Güneşsen,bekleyeceksin karanlığın koynunda doğum anını...
Enerjin yaratılış sırrında saklıdır... Aydınlığı ve karanlığı yaratana teslim olacaksın
Baharsan, kışın soğuklarında saklayacaksın binbir rengini, çiçeğini...
Kış geçecek ve geleceksin. Buzların içinde çıkacak kardelenler...
Toprak bir ana rahmi gibi saklayacak seni ve kara topraktan al-mor menevşeler boy verecek... Sabrın,binbir tomurcuk demek,yaprakların,yeşilin çağlayanlar gibi hayata koşması demek...
Kışın buzulları içinde iraden çürümeyecek, çözülmeyecek, ebedi buzullaşmalara mahkum etmeyeceksin dünyayı...
Bebeksen,karanlıkları aşacaksın dünyaya gelmek için, sabredeceksin 9 ay on gün,damarlarında Rabbin verdiği sabır akacak...
Mü'minsen,sabrı bir gönül dokusu olarak bileceksin. İmanın olmazsa olmaz boyutu olarak görecek, mü'minin her an ayakta kalabilme sırrı, Allaha'a itimadın yüreğe yansıması olarak telakki edeceksin...
Nasıl "sabûr" ismi şerifinde, Allah’ın insana yönelik ümidleri saklıysa, insanın sabrında da, Alllah’ın yardımına, lütfuna, keremine olan ümid saklı olacak.
Bileceksin ki, her işin özünde Allah’ın dilemesi var...
Allah’ın istediği yerde duracaksın ve O’na tevekkül edeceksin, güven duyacaksın..

La-Edri
Share
Bir düşmanı olan
ondan kaçıp uzaklaşınca kurtulur.
Ama benim halim bir değişik: Zira kaçan da benim ...kovalayan da.
Ben kendi kendime hasm olmuş, kendi yolumu kesmişim.
Bir yanım iyiliğe koşmakta diğer yanım ona çelme takmakta.
Ne denizlerin dibine dalmak, ne göklere çıkmak beni paklar.
İnsan kendi kendisinden nasıl kaçar, gölgesinden nasıl kurtulur.
O halde kendimi ıslah etmediğim takdirde bu kaçıp kovalamadan ta
kıyamete kadar bana kurtuluş yok.

Hz.Mevlana
Share
İnsan yıkılırken bile "Lamelif" gibi devrilmeli bükülmeden.( لا )
İnsan sevdiğine atılan kurşunları "Cim" gibi alabilmeli bağrına. ( ج )
İnsan sırtına dağlar yüklendiğinde "Elif" gibi dimdik durabilmeli. ( ا )
İnsan bir ömür "Kef" gibi sevdiğini kucağında taşıyabilmeli. (ك  )
İnsan sevdiğine ölürken bile "Te" gibi tebessüm edebilmeli. (ت )
İnsan bir tek RABB karşısında "Mim" gibi secdeye koymalı başını.. ( م )
Share

Yakışmıyor cepheyi terk edişin,
Mert dayanır, namert kaçar sevdiğim.
Fazla sürmez hatanı fark edişin,
Hasret eken , hüsran biçer sevdiğim.

Adet ettin aşk dersini asmayı,
Hüner saydın sırra kadem basmayı,
Yetti artık çok denedim susmayı,
İsyan eden bayrak açar sevdiğim.

Nice avcı bende silah sınadı,
Geri tepti ,sineleri kanadı,
Kırılsa da yüreğimin kanadı,
Yine açar, yine uçar sevdiğim.

Bir resmimiz bile yoksa başbaşa,
Revamıdır ben yanayım,sen yaşa,
Aşk sunacak sakimi yok sarhoşa,
Yine bulur, yine içer sevdiğim.

Aynaların farkı kalmaz düşmanla,
Tanışırsın doğduğuna pişmanla,
Hüzün adres değiştirir zamanla,
Benden geçer, sana göçer sevdiğim.

Üzerime yar sevdiğin sahi mi?
Kalp çalmakta senin gibi dahi mi?
Ağlama der dosta aşık Daimi,
Bu da gelir ,bu da geçer sevdiğim.

Cemal SAFİ
Share