"düşün, düşün ki düşün gelişsin"
Sultan Mahmut bir gün tüm vezirlerini toplayıp, bana bir yüzük yaptırın ve üzerine öyle birşey yazdırın ki ona her baktığımda, hüzünlüysem neşeleneyim, neşeliysem hüzünleneyim diye buyurmuş.Vezirler toplanmışlar dört bir yana haber salmışlar. Sonunda bir gün yüzükle sultanın karşısına çıkmışlar, yüzüğü vermişler. Sultan Mahmut tamam işte bu demiş. Yüzüğün üzerinde "bu da geçer Yâ Hû" yazıyormuş....
Share

Image Hosted by ImageShack.us

Mahallede aşağılanıp, horlanan çelimsiz çocuklar gibiyim.
Oyunlara ancak adam eksik olduğunda kabul edilen beceriksiz çocuklar gibi.
Hayata katılmakta güçlük çekiyorum.
Benim mevsimim sonbahar.
Sokakların tenhalaşmaya başladığı vakitler.
Tek kişilik oyunlar ustasıyım ben.
Tek kişilik özlemler, tek kişilik acılar ustasıyım.
Ben yağmur arıyorum.
Ben yağmur arıyorum.
Ben yağmur arıyorum.


Ben seni arıyorum.


Tarık Tufan
Share
Bir gönül mü kırdın; ağlamalısın.
Hele özür dilemesini bilmiyorsan; senden dost olmaz, senden yârân olmaz.Ya incittiğin, kırdığın gönlü Allah seviyorsa, Resulullah (sav) seviyorsa,
Hatta arz-ü semâ dahi seviyorsa…

Nerden bileceksin,bilmiyorsun..
Bilseydin ödün kopardı dokunmaktan!..

Her varlığı yalnızca Allah’tan ötürü sevmek ve övmek gerektiğini asla unutmamalısın...
Allah seni mahlukattan uzaklaştırdığı zaman bilki sana kendi dostluğunun kapısını açmak istiyordur.

Ataullah İskenderani
Share
Kapılar vardır, ardına kadar açık tutulan;
Kapılar vardır, üst üste kilit vurulmuş.
Kapılar da vardır.. bir açılan, bir kapanan.
Kimi kapılar, ha bire açılmaktan gevşemiştir;
Önüne gelene buyur der, gireni çıkanı belirsiz.
Kimileriyse, açılmaya karşı mukavemetlidir;
Önünde duranı bekletmeye, sanki yeminli.
Kapılar!
Kimisi pembedir, kimisi mavi, kimisi yeşil;
Kimisi de kap kara olmuştur pislikten.
Temiz kalan kapılar vardır, mis gibi;
Leş kadar kirlenmiş kapıların, yanı sıra.
Kimileri taş kadar sağlam duruyorken,
Kimileri çürüyüp kokmaya başlamıştır.
Kapılar!
Dışarıdan kilitleneni vardır, çıkamazsınız..
İçeriden açılanı vardır, giremezsiniz.
Tekmelersiniz; ne girip, ne de çıkamayınca.
Ve işte!
Her insanın da bir kapısı vardır, kalbine açılan;
Ama kırılmış, ama yıkılmış, ama param parça.
Ya da, hâlâ.. henüz, hiç dokunulmamış.

Kâzım Mızrak
Share
Bir genç, mahallesinden bir kızı sevmişti. Sonra yolları ayrıldı ve genç gurbete gitmek zorunda kaldı. Aradan uzun yıllar geçti, içindeki aşktan zerre miktar eksilme olmadı. Geri dönebildiğinde sevgilisi ona sitem etmiş ve şöyle demişti.
- A gönlüme hükmeden!.. Bunca yıl geçti, yolunu gözledim. Ne bihaber, ne bir mektup?!... Meğer ne kadar vefasızmışsın?!...
Hakiki aşık başını yere eğdi, gözlerinden yaşlar boşandığı sırada cevap verdi:
- Ey Sevgili! Yüzünü görmek benim için uğruna ölünecek bir hasret iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?!...


İskender Pala
Share
Share
AŞK; sözle olsaydı kalem mecnun olurdu.

Dil ne bilir aşkı, onda şevk mi var?

Var diyenin aklı şu kalem kadar…

Ahrâzi
Share
Esirimdir ben anı öldürem bugün yarın dermiş
Yeter ölünce bu dirlik efendim ol padişahımdan

(Sevgili benim için "o benim esirimdir onu bugün yarın öldürebilirim" diyormuş. O padişahımın bu sözünden daha büyük saadet olur mu ?)


-Usulî-
Share
Ey oğul!
Dünya derin bir denizdir, pek çok insan onda boğuldu.
-Gemin takva
-Yükün iman
-Halin tevekkül olsun.

Umulur ki kurtulursun...!
Share

Zor

Düşüyor içime dipsiz bir kova
Yaşamak ne zor kalbi olana.

İbrahim Tenekeci
Share
Yavuz Sultan Selim
Share
Bir Fransız yazar, Mehmet Akif'e:
-Kadınlarınızı evden çıkartmadığınız doğru mu? diye sorduğunda Akif:
-Daha önceleri öyleydi, karşılığını vermiş. Fakat şimdi dışarı çıkarttık ve bir türlü içeri sokamıyoruz :)
Share
Share
Senin Gibi Kalpsiz Değilim
Sol yanımda bir sancı,
Senden kalma bikaç umut parçası,
Batar durur sessizce,
Sol yanımda bir agrı,
Kaldıramam bu yükü fazla,
Atacagım sen hiç hak etmedigin kalbimden,
Senin yaptıgın gibi,
Unutamam ben,
Ama hak etmedigin yerdesin,
Buna izin vermeyecegim,
Gözyaşlarımla kanasada hergün yaram,
Her gün azaltacagım,
Yaramı saracagım,
Ve seni o layık olmadıgın kalbimden çıkaracagım,
Sen bundan sonra,
Belki bir şarkıda,
Belki bir şiirde gelirsin aklıma,
Bak unuturum demiyorum senin gibi,
Ama gelirsin aklıma,
Senin kadar acımasız olmadım ben...

Alev

Share
Yolculuk, her zaman düşündüm onu;
İçimde bu azgın davet ne demek?
Oraya, nerdeyse güneşin sonu,
Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek.

Altımdan kaydırdı bir el minderi;
Herkes yatağında, ben ayaktayım.
Bir gece, rüyada gördüğüm yeri,
Gözlerim yumulu, aramaktayım.

Beni çağırmakta yabancı dostlar;
Bu dostlar ne güzel, dilsiz ve adsız.
Eski evde, şimdi bir başka ev var:
Avlusu karanlık, suları tadsız.

Her akşam, aynı yer, aynı saatte,
Güneşten eşyama düşen bir çubuk;
Yangın varmış gibi yukarı katta,
Arkamdan gel diyor, sessiz ve çabuk!

Başım, artık onu taşımak ne zor!
Başım, günden güne kayıtsız bana.
Dalında bir yaprak gibi dönüyor,
Acı rüzgarların çektiği yana…

Necip Fazıl Kısakürek
Share
Ne azabına dayanacak halim, ne de rahmetinden mahrum kalmaya mecalim yoktur…
Vefasızlık edip Sen’den uzak kalsamda, halim Sensiz edemeyeceğimi haykırmaktadır.
Vefasızlığım nispetinde değil, ihtiyacım nispetinde Senin lûtfuna talibim…

Amin.
Share
Bu suçlarla beni tartarsa Rahman...
Kırılır arşa-i mahşerde mîzan...

Mesihî
Share
Buluttan bir damlacık indi denize. Enginliği görünce utandı.
Kendi kendine, "denizin karşısında ben de kimim ki... Onun varlığına göre ben yok sayılırım" dedi. Kendisini küçük gördüğü için sedef gönlünü açtı ona, bağrına bastı ve korudu. Kader onu o denli yüceltti. Naz ile besledi damlacığı sedef ki, sultanların tacına kondurdu sonra inci olarak... Damla kendisini alçak gördüğünden yüceldi, yokluk kapısına kapılandığı için var oldu.

Bostan- Şeyh Sadi-i Sirazi
Share
Ve şimdi hayallere açık pencereyi kapatma vakti
Zaten varsa bir güzellik ömrü ne kadar sürer ki?...
Çektim perdeleri kaldırdım hayalleri
Belkide bu diyardan artık gitme vakti...

Şafak...
Share
İnsanı Allah yaratmadıysa, niye yalnız Allah’a teslim olunca mutlu oluyor?
İnsanı Allah yarattıysa, niye insan O’na isyan ediyor?

Blasie Pascal
Share
Seni gönlüm gözümden fazla, gözüm gönlümden fazla seviyor.
Gönlüm seni gözümden, gözüm seni gönlümden istiyor.

-Fuzuli-
Share
Zamanın birinde alim zatlardan biri bir nehir kenarında namaza durmuş..
Mecnun tam o sırada sözde alim zatin önünden geçmiş..Adam öfkeyle namazını bozarak:
'Bre melun görmez misin ki namaza duruyorum, ne diye önümden geçersin?' der.
Mecnun'un cevabıysa ilginçtir:
“Ben Leyla’nın aşkıyla senin namaz kıldığını görmezken, Sen Mevla’nın aşkıyla beni nasıl gördün...?”
Share
Rabbimiz!

Geçmiş için manâsız üzülmekten, gelecek için lüzumsuz kaygılanmaktan, bizi muhafaza eyle…
Bu günümüzü dünlerin hüzünlerine ve yarınların endişelerine galip getirme…
Bu günümüzü “deli-dolu” değil, “dolu-dolu” yaşamayı nasip eyle…
Amin.

Cumanız hayr ola...
Share
Sevilen sevdirmezse, seven sevemez. Hatırlıyor musun?
Havva: "Hatırlıyorum ama..."
Duraksadı, sonra sürdürdü:
"Aslonan seven mi, sevilen mi ?"
"Aslolan elbette sevilendir" dedi ses.

Havva: "Senin hesapça öyle görünüyor, ama ben diyorum ki, sevende sevme yetisi bulunmadıkça, sevilen ne yapabilir, elinden ne gelir ?"

Rasim Özdenören
Share
Hor bakma dil-i vîrânuma aşka nazar it
Gördüğün genc-i nihân mahzen-i vîrâna geçer

(Bu yıkık ve viran gönlüme hor bakma da, (sen asıl orada bulunan) aşka nazar kıl! Çünkü, gördüğün o gizli hazine, yıkık, viran mahzenin içerisinde bulunmaktadır.)

Avnî
Share
“Gönül gibi kelimelerin batı dillerinde karşılığı yoktur. Çünkü batıda böyle kavramlar hala yoktur. Derin, eski kültürleri olan Asya milletlerinde vardır. Batı bu eksikliğin acısını bugün bol bol çekiyor. Sanayide ilerlemiş, madden zenginleşmiş olmalarına rağmen batının insanları ve toplumları huzursuzluk, mutsuzluk içindedirler...

Sözün kısası, “Osmanlıca”dır, diye “hikmet”, “rahmet” gibi sözcükleri atmak çok şey kaybetmemize yol açar. Halbuki biz kendi insanlık hasletlerimizi korumakla kalmayıp bu zavallı batıya da onları öğretmeliyiz. Hele Türk dilinin unutturulup, ulusumuzun Anglolaştırılması oyununa kurban gidersek, gençlerimiz yabancı dilde, misyoner tipi okullarda yetişmeğe devam ederse gönül gibi sözcüklerle birlikte gönlümüzde gider.”

Oktay Sinanoğlu
Share
Bir şey kaldı gecelerden birinde Senden.
Öncesinde bilinmemiş bir şey,
Silinmez bir ses gibi giden..
Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde,
Bir şey kaldı senden
Yaşamalar'ın arasında kaçamaklı.
Veriliş rengi başka, alınış rengi başka..

Söylemeye vakit kalmadan
Dudakların altına bırakılmış bir şey.
Karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta..
Gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı.
Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden,

Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz..
Seninle dolu, seninle sensiz bir şey..
Arandıkça bulunmamış yıllar yılı,
Bulundukça aramaklı.

Özdemir Asaf
Share
Ne yazık ki vücudun çökmesi zekânın olgunluk zamanına tesadüf eder. Mânâsız çocukluk, tatsız gençlik, olgunluk çağma hazırlanmaktan başka nedir? Zekâ -nar, ayva ve portakal gibi- geç renk ve koku kazanan bir sonbahar mahsulüdür. En az kırk sene güneşte pişmeden bu asîl meyve ballanmıyor. Dünyayı idare eden, ilim, fen, san'at ve edebiyat cereyanlarını idare eden, şakakları beyazlanmış kafalardır. Genç allâme ve genç dâhi bir mucizedir ki bazı yerlerde vücut buluyor.
Ne olacağı meçhul yeni doğmuşlara yer açmak için ölümün her sene, bilhassa baharda, kır saçlara attığı tırpan, kim bilir, tabiata karşı insan zaferini ne kadar geciktirmektedir!
Ahmet Haşim
Share
Galiba insanın yakışıklı bir kalbi olmalı önce
Sık sık tozu alınmalı, parlatılmalı aynalı sözlerle
Benimse kalp hususunda cilalı bir cümlem bile yok
Mırıldandığım sözlerin çoğu ondan gelse de…

Haydar Ergülen
Share
Davud’u ziyarete giden Lokman onu demiri eritip şekil verirken gördü. Demirden küçük halkalar yapıyordu o ulu bilge sultan sonra bu halkaları teker teker birbirine geçiriyordu. Lokman o güne kadar böyle bir şey görmemişti, hatta bu sanatın nasıl bir sanat olduğundan habersizdi.

Hayret içinde kaldı.“Sorsam” diyordu içinden, “neden halkaları böyle birbirine geçirmede?” Sonra caydı sormaktan, “sabretmek gerek” dedi, “sabır hedefe giden yolun kılavuzudur.” Sabreden kuş ötekilerden daha iyi, daha güvenli uçmaz mı? Elbet nedenini açıklar, dedi içinden. Hem sabırsız için kolay olan birden zorlaşmaz mı? Böyle bekledi bir süre Lokman. Davud ince ince çalışıp işini bitirdi.Ve zırhını tamam edip üzerine giydi. Lokman, sabrın yararını ve o demirden halkaların ne işe yaradığını görmüştü. Davud anlamıştı onu.

“Ey temiz gönüllü” dedi, “bu gördüğün, savaşta yaralanmayı önleyen güzel bir giysidir!”
“Sabır da kutlu bir giysi” diye karşılık verdi Lokman “Üzüntüyü önlüyor o da.”
Tanrı nice kimya yarattı ama hiçbiri sabır iksiri gibi değildir.

Mevlânâ/Mesnevi
Share
"Dil-rübâlar kim benim sabr u karârım aldılar
Çektiler evvel elimden ihtiyârım aldılar"

(Gönül avlayıcı güzeller,sabrımı ve tahammül gücümü aldılar. Önce elimden tuttular sonra aklımı fikrimi başımdan aldılar.)

Hayâlî
Share
Emevi halifesi Süleyman bin Abdülmelik, İslam büyüklerinden olan Ebu Hazim'e;
- "Biz neden ölümü sevmiyoruz?" diye sormuş.
Ebu Hazim cevap vermiş:
- "Çünkü Siz bütün yatırımlarınızı bu dünyaya yapıp, ahiretinizi harap ettiniz. İnsan, elbette yatırım yaptığı bir yerden, harap ettiği bir yere gitmek istemez"
Share
''Sana verdiğim değerleri seninmiş gibi kabullenme yanılırsın. Sen o değerle sadece bende varsın, ben seviyorsam sen bahanesin...''

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN...
Share