"düşün, düşün ki düşün gelişsin"

Derler ki var Vâmık u Mecnûn aceb değül
Dağılmış ola âteş-i ışkum şerâresi....

Fuzûlî

(Vâmık gibi, Mecnûn gibi büyük âşıklar var diyorlar, şaşılacak ne var bunda, aşkımın ateşi yanarken sağa sola bir iki kıvılcım sıçramış işte.)
Share

Dostum, dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe

H. Hüseyin Korkmazgil
Share

Serüvene koşmak için trenler bekliyorsan,
Güneşi yakalayıp gözlerine yerleştirmek için,
beyaz yelkenlerin gelip seni almalarını bekliyorsan,
Yarına inanmak için günbatımına,
İyi kalpli görünmek için zayıflığa,
Ve güçlü görünmek için öfkeye ihtiyacın varsa;
Demek ki,
Hiçbir şey anlamadın!

Jacques BREL
Share

Ara


Senin canın içinde bir can var, o canı ara!
Beden dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara!
A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara;
Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara.

-Mevlana-
Share

Geçmiş, hiçbir zaman olduğu yerde durup yeniden keşfedilmeyi, aynıyla, olduğu gibi tanınmayı beklemez. Tarih her zaman belli bir şimdi'yle onun geçmişi arasında ilişki kurar. Demek ki şimdi'den korkmak eskiyi bulandırmaya yol açıyor. Geçmiş içinde yaşanacak bir şey değildir. Eyleme geçerken içinden birşeyler çekip çıkarttığımız bir sonuçlar kuyusudur.

John Berger
Share

Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında...

Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin,
Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçegim benim!

Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini.

Ümit Yaşar Oğuzcan
Share

Bırak Dünler Üzülsün Seçilmediğine...
Bir güzellik yap kendine!
Ve
Sadece sahip olduklarını düşün; mutlu ol onlarla!...
Sahip olamadıkların üzülsün senin olmadıklarına...

Bir güzellik yap kendine!
Keşkeleri hiç düşünme !!!
Mutlu ol seçimlerinle.
Bırak keşkeler üzülsün senin seçimlerine...

Bir güzellik yap kendine!
Her yeni günü senin günün ilan et ve şımart kendini olabildiğince!..
Bırak dünler üzülsün seçilmediğine.....

Bir güzellik yap kendine!
Kalbinde daha da büyüt sevgisini sevdiklerinin!!!
Bırak sevmediklerin üzülsün kalbinde yerleri yok diye...

Bir güzellik yap kendine!
Sev kendini kimseleri sevmediğin kadar. Mutlu ol varlığınla.
Bırak seni sevmeyenler üzülsün!
Yüreklerine sığamayacak kadar büyüksün diye...

-alıntı-
Share

Hay esirge sen seni cân ele girmez dirler
Can için gam yimezem, can ise cânan değil a!


(Dostlarım bana derler ki, acıdıklarından: 
“Yahu kardeşim, canına kastın mı var? Kendine biraz dikkat etsene, canın yedeği yok, acı biraz kendine” 
Ben de onlara derim ki: 
“Can için gam çekmeye değer mi hiç; neticede bir can, en fazla ne olur can; çıkar. Sevgili değil ya bu üzerine titizlenelim")

-Necati Bey-
Share

Bir gün bir çiftçiyle oğlu çiftlikte günlük işlerini yaparken sahipsiz bir at çıkagelmiş. Adam atın üzerinde herhangi bir damga görememiş. Atı önlerine katmışlar. Onlarda kendi atlarıyla atı takip etmeye başlamışlar.
At çiftlik çıkışında bir yola sapmış ve bir süre gitmiş. Sonra yandaki gölü görmüş ve su içmek için yoldan çıkmış. Su içmeyi bitirince çiftçi onu tekrar yola çıkarmış. Bir süre daha gittikten sonra bu sefer atın karnı acıkmış ve çimenlik bir yere gitmiş. Karnı doyunca çiftçi onu tekrar yola çıkarmış.
Bu şekilde at birkaç kez daha yoldan çıkmış. Her seferinde çiftçi onu yola çıkarmış. Sonunda akşamüstü bir çitliğe gelmişler.
Çiftliğin sahibi yanlarına gelmiş ve şaşkınlıkla şöyle demiş:
‘Bu benim atım inanamıyorum. Peki bu atın bana ait olduğunu nasıl anladınız?’ Atı getiren çiftçi , atın sahibine şöyle demiş:
‘Ben bulmadım. Att kendisi buldu. Benim tek yaptığım onu yolunda tutmaktı.’
Çocuklarımızın veya birlikte çalıştığımız insanların hedeflerine ulaşmalarını önleyen en büyük engel, sürekli bizim onlara karışmamız ve onların yerine kararlar vermemizdir.
Yapmamız gereken onlara güvenmek, sorumluluk üstlenmelerini sağlamak ve doğru yolu göstermektir.
Bundan sonrası tamamen onların sorumluluğunda olmalıdır.

“ÇOCUKLARINIZI KOLUNDAN TUTMAYIN, YOLDA TUTUN”

Oğuz Saygın
Share


Doğru yol:
"İnsanların çoğunun gittiği yol değildir, düşünen öz akıl sahiplerinin yoludur.
Yolda vereceğin her molayı öz eleştiri durağında vermelisin. Unutma, tevbe özeleştiridir. Her molada yolda olup olmadığını, yürümen gereken menzil istikametinde yürüyüp yürümediğini kontrol etmen, pişman olmaman için elzemdir. Yön tayini sık sık gerekli olabilir."

“haritayı saklayabileceğin en güvenilir yerin yüreğindir”

Mustafa İslamoğlu
Share

Herkese selamlarımı ileterek geçmiş de olsa bayramınızı kutlar, nice hayırlı bayramlar dileyerek söz başı yapayım... Aslında bloğa geçip böyle duygu ve düşüncelerimi ifşa etmem vaki değildir, lâkin ayrılığın verdiği özlem ve yeterince ilgilenemememin mücrimliğinden olsa gerek geçtim klavyemin başına :)
Bu sıralar yoğun olmamdan biraz da kendimi sükûta gark etmiş olmamdan kaynaklı uzak kaldım buralardan. En iyisi P.Neruda'nın bir sözünü paylaşayım suskunluklara itafen;

"Bir kadın, söyleyecek çok şeyi olduğu halde susuyorsa, erkek artık tüm şansını kaybetmiştir."
Share