Bir gün bir çiftçiyle oğlu çiftlikte günlük işlerini yaparken sahipsiz bir at çıkagelmiş. Adam atın üzerinde herhangi bir damga görememiş. Atı önlerine katmışlar. Onlarda kendi atlarıyla atı takip etmeye başlamışlar.
At çiftlik çıkışında bir yola sapmış ve bir süre gitmiş. Sonra yandaki gölü görmüş ve su içmek için yoldan çıkmış. Su içmeyi bitirince çiftçi onu tekrar yola çıkarmış. Bir süre daha gittikten sonra bu sefer atın karnı acıkmış ve çimenlik bir yere gitmiş. Karnı doyunca çiftçi onu tekrar yola çıkarmış.
Bu şekilde at birkaç kez daha yoldan çıkmış. Her seferinde çiftçi onu yola çıkarmış. Sonunda akşamüstü bir çitliğe gelmişler.
Çiftliğin sahibi yanlarına gelmiş ve şaşkınlıkla şöyle demiş:
‘Bu benim atım inanamıyorum. Peki bu atın bana ait olduğunu nasıl anladınız?’ Atı getiren çiftçi , atın sahibine şöyle demiş:
‘Ben bulmadım. Att kendisi buldu. Benim tek yaptığım onu yolunda tutmaktı.’
Çocuklarımızın veya birlikte çalıştığımız insanların hedeflerine ulaşmalarını önleyen en büyük engel, sürekli bizim onlara karışmamız ve onların yerine kararlar vermemizdir.
Yapmamız gereken onlara güvenmek, sorumluluk üstlenmelerini sağlamak ve doğru yolu göstermektir.
Bundan sonrası tamamen onların sorumluluğunda olmalıdır.
“ÇOCUKLARINIZI KOLUNDAN TUTMAYIN, YOLDA TUTUN”
Oğuz Saygın
7.9.11 |
vakt-i ibret
|
0
yorum
0 yorum: