"düşün, düşün ki düşün gelişsin"
Zamanın birinde yaşlı bir adam ve dünyada tek sahip olduğu varlık olan, çok ama çok güzel bir atı varmış. Adam bir gün atıyla beraber bir yolculuğa çıkmış, yolculuk sırasında bir yerde dinlenirken yanına bir adam gelmiş ve ondan biraz ekmek ve su istemiş. Adam da bohçasında ne var ne yoksa beraber yiyebileceklelerini söylemiş. Oturmuşlar beraberce yemeklerini yemişler aynı kaptan su içmişler ve aralarında güzel bir muhabbet etmişler. Yemek ve muhabbetten sonra dinlenmek için biraz uzanmışlar. Aradan zaman geçmiş, atın sahibi olan adam uyanmış bir de ne görsün, ne yemeği kalmış, ne suyu, ne de o çok sevdiği dünyalar güzeli atı var, hepsini almış gitmiş o çok güvendiği adam.
Yaşlı adam hiçbir şey söylemeden biraz bakmış boşluğa ve şöyle demiş:

-Ne ekmeğimi böldüğüme yanarım, ne suyumu böldüğüme, ne o çok sevdiğim atımı götürdüğüne,
hani o içimdekini götürdün ya...

Mehmed Beşir Parlakoğlu
Share

4 yorum:

  1. Insanlara güven/e/meyen bir insan zamanla kendine bile agir geliyor (burada Rabbimize duydugumuz güveni devre disi birakiyorum). Öyle ya, kendini kimseye teslim edemeyen, her daim kendini tasimak zorunda kalan bir insan tipi beliriveriyor.
    Insanlara güven/e/memenin agirligini bilirim. Karsindakine hissettirmeden her an dikkat etmeli, her an tetikte olmalisin... dünya bir savas alanina dönmüscesine...

    YanıtlaSil
  2. Güveni bulmak define bulmaktan, güveni kazanmak ÖSSyi kazanmaktan daha zor olan hayatımızda öncelikle kendimize güven duymalıyız. Lakin kendimizi bile tam tanıyamazken karşımızdakini nasıl tanıyalım ?!...

    YanıtlaSil
  3. EyvAllah. Güvensizlikte bizlerin de payi var. Bizler kendimizi tanimakta gayret sarfetmiyoruz ki karsimizdakini yeterince taniyabilelim. Bilir misiniz ki psikoterapistlerin kendileri terapi sürecinden geçtikten sonra mesleklerini hakkiyla icra edebiliyorlar. Yani kendi kesiflerine çiktiktan sonra karsilarindaki insani geregince taniyabiliyorlar. "Ben"i tanimakta aciz olan "Sen"i taniyamaz veya tanimakta güçlük çeker gibi bir kaide olusuyor böylece.

    Fakat, herseyden öte, mü'min güvenilir insan olmalidir. Kur'ân ve sünnet'in gereklerini yerine getiriyorsa eger bir insan, ondan zarar gelmesinin mümkünati yoktur. O Rabbinin varligini içine öyle sindirir ki "günah isleme fobisi" bütün benligini kaplar. Böyle bir insan'a nasil güvenmezsiniz?

    Sonuçta; bizlerin sorgulamasi gereken önemli noktalar kendimizi tanima ve kulluk bilinci. Bunlar da ancak kendimizi birinci asamada insan olarak, ikinci asamada toplum olarak Islam'a teslim etmemizle mümkün olacaktir. Rabbim bu yolda yardimcimiz olsun. Âmin.

    YanıtlaSil
  4. Rabbim her konuda yardımcı olsun. (Âmin)

    Bir yaprağın bile O'nsuz hareket edemeyeceği bilinciyle yaşarsak sanırım her şey çok daha güzel olacaktır.

    Beşer olarak dünyaya geldik ve "insan" olabilmek daha doğrusu sizinde söylediğiniz gibi "kul" olabilmektir asıl önemli olan...

    "Ben"i ve "sen"i tanımak için çıktığımız yolculukta güvensiz ve "O"nsuz kalmamak ümidi ile...

    YanıtlaSil