"düşün, düşün ki düşün gelişsin"
Alfabedeki harflerin çoğu birbirine kırgın olmalı ki, yazmaya çalıştığım kelimeler biraraya gelmiyor. Ya da zihnim elime hükmediyor olmalı ki, yorgun harfler elele tutuşuyor. Yoksa gönlümün oluşturduğu sinerji mi anlamı hüzün yüklü sözcükleri oluşturuyor...

Depremle yaşamaya alıştıkta, ya gönül sarsıntılarını ne yapacağız ?
Suçu üstlenecek mazeret kalmamışsa, kalemi kırmanın vakti gelmiş mi demektir ?
Hiçbir cevap kâfi gelmeyecekse ‘neden’ diye sormanın ne anlamı olabilir ki ?
Dilinin iddiasını gönlün ispatlayamıyorsa sükût etmek gerekmez mi ?
Sevinci, acıyı ve AŞK'ı hep yüksek perdeden yaşasaydık yürek dayanabilir miydi ?
Neden hep gerçekler hayallerimize tecavüz eder ?

Ve bu kadar soru işaretli cümlenin ardından bir ünleme ne dersiniz ?

Hiçbir şey "gerçekler" kadar acı olamaz, biber bile !

"abherî"
Share

0 yorum: