Padişah acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle deniz görmemiş biriydi. Ağlamaya, inlemeye başladı. Tir tir titriyordu. Onu avutmak için çok uğraştılar, bir türlü sakinleştiremediler. Padişahın keyfi kaçtı. Herkes aciz bir vaziyetteyken gemide bulunan bir bilge, Padişahın huzuruna çıktı:
-Müsade buyurursanız ben onu sustururum, dedi.
Bilge emretti, köleyi denize attılar. Köle bir kaç kere suya battı çıktı, sonra kolundan yakaladılar, onu gemiden yana çektiler.
Köle gemiye yaklaşınca iki eliyle geminin dümenine asıldı; oradan gemiye çıktı. Bir köşede uslu uslu oturdu. Bilgenin yaptığı iş Padişahı hayrete düşürdü.
-Bu işin hikmeti nedir? diye sordu.
Bilge cevap verdi:
-Köle evvelce suya batmayı tatmamıştı. Huzur ve saadet de böyledir, bir felakete uğramayan onun kıymetini bilmez.
-Müsade buyurursanız ben onu sustururum, dedi.
Bilge emretti, köleyi denize attılar. Köle bir kaç kere suya battı çıktı, sonra kolundan yakaladılar, onu gemiden yana çektiler.
Köle gemiye yaklaşınca iki eliyle geminin dümenine asıldı; oradan gemiye çıktı. Bir köşede uslu uslu oturdu. Bilgenin yaptığı iş Padişahı hayrete düşürdü.
-Bu işin hikmeti nedir? diye sordu.
Bilge cevap verdi:
-Köle evvelce suya batmayı tatmamıştı. Huzur ve saadet de böyledir, bir felakete uğramayan onun kıymetini bilmez.
21.11.08 |
vakt-i ibret
|
2
yorum
Ne kadar güzel bir kıssa... İnşâAllâh düşmüştür benim de payıma bir hisse.
YanıtlaSilBeğendiğinize sevindim, inşaAllah bu tür kıssalardan hepimiz birer pay alabiliriz...
YanıtlaSil