"düşün, düşün ki düşün gelişsin"



Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Güzeldik biz küçükken. 

Kaşlarımızı almayı bilmezdik, makyaj çok büyüklerin işiydi sevmezdik. Arkadaşlarımızla beraber bir gece uyuyabilirsek eğer velinimetti bizim için, lükstü, zenginlikti. Ailelerimiz en az beş kez arardı eve beş dakika geç kaldığımızda. Otobüsteyim bile diyemezdik, otobüsle bir yere gidemezdik. Otobüs lükstü, zenginlikti. Koşa koşa eve varana dek nefes almazdık ve nerdesin sen sorusunu duymadan cevabı verirdik. 

Biz bir gülerdik küçükken, kalbimiz kahkahalar atardı. Biz küçükken öğretmenimiz en yakın arkadaşımızla sıralarımızı ayırmasın diye, teneffüse kadar konuşmazdık. Not yazardık birbirlerimize. Biz diyorum küçükken bizdik böyle bayağı bir kalabalıktık. Yani biz diyebileceğim kadar çok. Biz küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu. 

Sonra mı? Büyüdük. Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük.

Nâzım Hikmet Ran

Share

6 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Sağolunuz vakit ayırıp yazıyı okuyup üzerine birde beğeninizi dile getirmişsiniz :)

      Sil
  2. Allahımm bu nasıl güzel bir yazıdırr.. Sayende Nazım Hikmetin bu güzel eseri ile tanışmanın mutluluğunu yaşıyorum, Elçiliğin için çok çok teşekkür ediyorum sana

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım ne kadar içten dile getirmişsin hislerini, teşekkür ederim.

      Güzel yazıları blog dünyası ile paylaşmak ayrı bir zevk ve her şey paylaştıkça güzel :)

      Sil