"düşün, düşün ki düşün gelişsin"
...............
Düş yollara İbrahim, bilelim, yarin kim?
Bırak İsmail'i, bırak Hacer'i,
Burada, bu sıcak, susuz yurda.
Hem hiç bakma ardına,
İsterse yem olsunlar, kuşa kurda.
Köle olmaya tahtını, Aziz olmaya bahtına,
Hiç bozmadan ahtını ver de öyle git.
Oğul, yar deyip ah çekeceksen,
Gözünden bir damla yaş dökeceksen,
Hasretin önünde diz çökeceksen,
Yola çıkmadan yüreğine sor da öyle git.
İsmail'i güneşe, Hacer'i ateşe koyda öyle git…
İsmail yırtınmada, Hacer çırpınmada,
Ana yüreği dayanmaz, çöl bile öyle yanmaz.
Pek derindir yarası…
Safa-Merve arası, koşturur İsmail için,
Çırpınır bir yudum su için…
İbrahim Hakk'a tapar da,
Allah hiç unutur mu?
Ab-ı hayat topuklarda,
Zemzem verir İsmail için,
Zemzem verir Hacer için.
İçin artık, doyuncaya kadar için.
Hak dilerse gülzar olur İbrahim!
Çölde zemzem fışkırır, etraf bahar olur.
Yeter ki sen İbrahim ol, Yeter ki sen müstakim ol.
Yavrunu bıraksan da beşiğinde,
Yüreğini kapı eşiğinde, sakın ha bırakma,
Zira bu sevda, tüfeksiz olur,
Ama yüreksiz olmaz…

Şaban Korkmaz
Share

0 yorum: