"düşün, düşün ki düşün gelişsin"
Kitabımın kâğıdının bir köşesini her kim nişan için bükerse bana hançer çekmiş, kanımı dökmüş bir katil olur.

Bu kitap benim rûhum ve ömrümün mahsulü gibidir. Ben ölünce nâdan bir cahile kalacak diye korkarım.

Kitabın yüzüne bakınca gönlüm eğlenir, emdiğim şeker kamışının sütü gibidir. Sakın kitabımı benden isteme. Çünkü bu, elimden sevgilimi almak gibidir.

Dostların kitabına tamâ etmek kötü ve fena huyluluktur. Okuyup geri vermemek ise, civanmertliğe muhalif, nâmertliktir.

Dest-i gadr-i müstaîradan ziyanım bîhisap. Tövbe ettim, âriyet hiç kimseye vermem kitap.

Eğer okuduklarını hafızanda saklayamazsan, kitap toplamanın hiç bir faydası yoktur. İlmin evdeyken bir mecliste bulunmayı istermisin ?

Benim sevgilim kitap ve kalemdir, geride kalanların hepsi mihnet, endişe ve gamdır.

Eski yazma kitapların kenarlarına ve kütüphane duvarlarına yazılan bu sözler, kitaba verilen değeri açıkça gösteriyor. Umarım hakettiği değeri tekrar kazanır kitaplar...
Share

0 yorum: