"düşün, düşün ki düşün gelişsin"
Bilinmez nedir sebep, öyle arzetmiş Mevla.
Bir ülkede yaşarmış iki mecnun bir leyla.

Belli ki Hakk düşürmüş, yaraları deride.
Melul, mahsun gezerler, ülkenin her yerinde.

Onlar leyla dedikce figanları artarmış.
Leyla bunu duydukca hep onlardan kaçarmış.

İkisininde akan çeşmi kan ile yastır.
İki mecnun bir leyla, ne acayip bir iştir.

Ahali kafa yorar, arar mana bulamaz.
Belli ki leyla, mecnun, ne demektir anlamaz.

Vaktaki haber gelir zamanın sultanına.
Emir verir getirtir, mecnunları yanına.

İkisininde duyulmuş cümle ahvada adı.
Sultanın denemekmiş, mecnunları muradı.

Huzura getirilmiş boynu bükük ikisi.
Sultan bilmek istiyor gerçek mecnun hangisi.

Öyle soru sorulsun, cümle alemde duya.
Böylece çıksın artık gerçek mecnun ortaya.

İki mecnun karşıda, bakmış onlara doğru.
Hemen aklına gelmiş orada kurnaz bir soru.

Demiş: Leyla uğruna verirmisin kolunu?
Böylece bilelim gerçek mecnun olduğunu.

Birinci mecnun demiş: Kol gereksiz sultanım,
Leyla uğruna feda olsun varımla, canım.

Bunca yıllar uğruna dökmüşüm,göz yaşımı,
Kolumu bırakın uğruna kesin başımı.

Ya sen mecnun, ya senin, sevdiğin uğruna,
Kesmiş olsak kolunu gidermi ki ağrına?

İkinci mecnun bastı feryad ile figanı.
Yalvarması sarmıştı, huzurda dört bir yanı.

Yaradanı seversen bağışla gel kulunu.
Nolursun kesmeyin, o leylamın kolunu!...

Ali Şahin Sahali
Share

4 yorum:

  1. Aşkın mertebeleri... Fenâ-fi'l-Leylâ olsa gerek. Daha yol uzun... Eğer varsa öyle bir Mecnûn ve eğer koydu ise başını Hak yoluna...

    YanıtlaSil
  2. Evet Hakk yoluna başını koyabilene aşk olsun !...
    Ama aşk için başını vereni mi yoksa mecnunun her zerresinde leylayı hissedip, canında cânânı görüp "ne olur kesmeyin" diyeni mi takdir etmeli ?!...

    YanıtlaSil
  3. Sevdiği için başını veren sûrete takılıp kalmış... Sevdiğini kendisinde bilense hakikate yol bulmuş... İşte onu takdir etmeli ve ona gıpta ile bakmalı...

    YanıtlaSil
  4. Doğru söze ne denir ki...
    Maddeden mânâya geçebilen yüreğe canlar feda...

    YanıtlaSil