.......
Güzel, kendisini güzel
bulduğumuz için mi güzeldir?
Belki de şey güzel
değildir de onu güzel bulan bizizdir. Kimbilir?
Bir şeyi "güzel
bulmak" ile "güzeli bulmak" arasındaki fark üzerinde yeniden ve
dikkatle düşünmeli!
.......
O hâlde ey talib, bir
kenara yaz!
Bir şeyi güzel
bulduğunda, bulduğunun güzelliğinden aslâ emin olamazsın, ve fakat güzeli
bulursan, sadece senin güzeli bulduğunu değil, güzelin de seni bulduğunu
hissedersin. Çünkü arayan gerçekte aranandır!
Dilersen, bir daha düşün:
Beni bulamazsan aramaz mısın?
Dücane Cündioğlu
26.5.12 |
vakt-i nesir
|
6
yorum
Güzel kendisini güzel bulduğumuz için güzeldir...bugün yada o an için bize güzel gelen şey daha sonra güzel gelmeyebilir buda kalbimizin dönekliğinden meydana gelir...
YanıtlaSilbakınız kalb dönektir :
http://gelibolu17.blogspot.com/2010/07/kalb-donektir.html
Rabbim her daim güzelliklerini bize göstersin inşallah...selamlar olsun...
Öncelikle bu güzel duanıza amin diyeyim, kâh kelime manâsı kâh da hissettiklerimizi düşünürsek kalp hakkında söylenilenler haksız olmasa gerek.. Konuyla az biraz alâkası olduğunu düşündüğüm İskender Pala'nın bir yazısını yâd etmek yerinde olur diyorum;
SilSevgilinin yüzü mü; aşk yangınını alevlendiren ilk kıvılcımdır.
Âşığın kalbi mi, ilk bakıştan sonra suda titreyen bir mehtap.
Göz... Savaşı başlatan haberci.
Bakış... Elde olmayan kader; ilâhî kaza.
Ve aşk... Kalp ile göz arasında kutlu bir hadise.
Çoook sonraları kalp göze diyecektir ki, "Beni bu onulmaz derde iten sensin. Safayı sen sürdün, acıyı ben çektim. Nimet senin, zahmet benim oldu. Sen sevinirken, kaygılanan ben oldum. Bakışlarını arttırdıkça sen, dertlerimi çoğalttın benim. Zafere eren sen, hezimete uğrayan ben. Sen emirlerine itaat edilen hükümdar oldun, ben senin peşinde koşan tebaan. Sen emîr, ben esir. Melik iken memlük (kul) ettin beni." Sonra devam eder:
-Ey göz! Sen ikisin, ben birim. İki kişinin bir ferde saldırıp onu öldürmesi zulüm değil de nedir?!.. Şimdi ağla o hâlde; ettiğin zulmün cezasını çek bakalım!..
Göz buna karşılık ayet-i kerime ile cevap verir:
"Gerçek şu ki; gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler kör olur" (Hacc, 46).
Ebu Hureyre der ki: "Kalp bir kral ise, organlar emrine amade askerler gibidir. Kral iyi davranış içinde olursa, askerler de ona uyar. O fenalık yaparsa, emrindeki askerler de fena davranır."
Göz der: "O hâlde ey kalp, kendini de beni de helâka sürükleyen sensin. Seni perişan eden yegâne şey, Allah'ın sevgisinden, zikrinden ve emrettiklerinden uzak kalmandır. Sen başkasının sevgisini O'nun sevgisine tercih ediyorsun ve aşkın yükünü bana yüklüyorsun. Şimdi ağlayan benim, yanan sen. Ne sen beni kurtarabilirsin, ne ben seni söndürebilirim. Ben su serptikçe senin alevin artacak, sendeki ateş arttıkça ben daha çok yaş akıtacağım". Yoksa ‘Hayırlı olanı şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz?’ (Bakara, 61).
Yedi Aşkı'nın şairlerinden biri şöyle soruyor:
"Şaşkın vaziyetteyim; nefsimi mi azarlayayım, arzulu gözümü mü, yoksa kalbimi mi?"
Çok teşekkürler böylesi güzel bir cevap için,yüreğin dert görmesin...selamlar
SilRica ederim, siz kalp dönektir bakınız deyince bende bu hoş yazıyı anımsayıverdim :)
SilO güzel gönlünüze göre olsun herşey inşallah..
Gördüğünü herkes sever,
YanıtlaSilSen onda kimsenin görmediğini bulacaksın
Eğer gerçek aşk istiyorsan;
ten'e değil, kalbe dokunacaksın...
Gördüğünü herkes sever ya da güzeli herkes sever, önemli olan çirkin(sanılan)de güzellik bulabilmek belkide..
SilTen'e değil kalbe dokunmak, fevkalâde olanı aşkın, teşekkürler..