Sizi sakladığım yerde unuttum. Bağışlayın. Kalbime diyorum, en son oraya koymamış mıydım sizi? Açtım kapadım mazinin çekmecelerini… Bir ömür aradım sizi… Dağılan takvim yapraklarını topladım da bir bir… Unutmaya alışırken buldum kendimi. Ve unutmak istemediğimi hatırladım… Hafızam gün günden zayıflıyor, kusuruma bakmayın... İsminiz? Bir sızı… Şuramda. Yüzünüzü yanlış hatırlıyor olmalıyım. Gözlerinizin bitip de aşkın başladığı yeri… Ben sizi bir vakitler çok sevmiş olabilir miyim? Bakınız bundan eminim. Annem masal anlatırdı o ağacın altında. Annem masal anlatır mıydı bana? Sanki ben boyunuzun gölgesinde bütün masallara inanmıştım. Bakınız bundan da eminim. Anımsıyor musunuz sizde? Nasıldı?.. Bir varmıııış… Bir yokmuuuş… Ben sizi evvel zaman içinde sevdiydim. Sanki Kaf dağının ardındaydınız. Kırk gün kırk gece…
Sahi ben sizi çok sevmiş miydim?
Sevgi Yılmaz
13.9.12 |
vakt-i tenefüs
|
3
yorum
Gülümsedim, iç ısıtan bir yazı olmuş.
YanıtlaSilOldukça samimice dile getirilmiş bir itiraf sezinleniyor yazıda değil mi?
SilEvet çok samimi ve içten.
Sil