"düşün, düşün ki düşün gelişsin"


Dünyanın içinde, insan sayısı kadar dünya daha var. Bu dünyaların her biri soru işareti olarak karşımızda duruyor. Sözgelimi ağaçları tanırsınız; çiçek açar, meyve verir, yaprak dökerler. Peki, bir insanı tam manasıyla tanımak mümkün müdür? Yıllarca beraber olursunuz da, sonra öyle bir şey yapar ki, şaşırır kalırsınız. Yazık dersiniz, tanıyamamışım. 

Biliyoruz ki, hiç kimse kendisini sonuna kadar saklayamaz. Bir gün, gerçek mizacını mutlaka ele verir. Sarımsağı gelin etmişler de, kırk gün kokusu çıkmamış. Devamı yok.

Bir insanla tanışmak, tanış olmak, hatta onu anlamak; o insanı tanımak anlamına gelir mi? Elbette gelmez. Sufiler, “ilk hatır önemlidir” der. Şimdilerde buna, “izlenim” diyoruz. Dünyanın hatır üzerine kurulu olduğunu düşünürsek, izlenim, bir anda anlamını yitiriyor.

İnsanları yakından tanıdıkça, kiminin altını, kiminin üstünü çizmek zorunda kalıyoruz. Aslına bakarsanız, ‘yakından tanımak’ da meseleyi çözmüyor. Birlikte olduklarımızla ilgili bunca şaşkınlığı, bunca üzüntüyü, onları yakından tanıdığımızı sandığımız için yaşıyoruz.

İbrahim Tenekeci
Share

4 yorum:

  1. Gün geliyor yıllarca tanışlık ettiğimiz insanı bile ne kadar tanıyamamış olduğumuzu görebiliyoruz.
    Bu biraz da şans, hani derler ya ''sen iyi olursan herkes iyidir''
    Hiç te değil sen ne kadar iyi olursan ol kötüyle karşılaşırsan vay haline...
    ALLAH iyilerle karşılaştırsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle duanıza yürekten bir amin diyorum. Her daim iyi olabilmek ya da kalabilmek bir meziyet fakat bu iyi olanı ziyadesiyle yıpratıyor..

      Sil
  2. Süper bir yazı!
    Paylaşım için sağol canım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğenip yorum bıraktığın için sende sağol canım..

      Sil