"düşün, düşün ki düşün gelişsin"
Kalbini Tut, Umutlarına Tutun. Umutlarına tutun.
Gözlerin, Yakup sabrıyla seyreylediği bir direnişle karşılasın sıkıntılarını.
Kalbin, kuyularda ümidini diri tutan Yusuf’un çaresizliğiyle beklesin kurtuluşunu.
Düşüncelerin, iffetine suskunluk yeminleri etmiş Meryem kadar sessiz anlatsın masumluğunu.
Özlemlerin, Medine’de Muhammed’in(s.a.v) gelişini bekleyen insanların coşkusuyla karşılasın vuslatını. Düşüncelerine tutun.
Kendi vicdanının yargıcı, kendi günahının tövbekarı ol.
Kendi acısının sabredeni, kendi sıkıntısının ilacı, kendi dertlerinin dermanı ol.
Kendi yalnızlığının dostu, kendi cümlelerinin anlamı, kendi sessizliğinin sesi ol.
Kalbine tutun.
Hayatın sana bırakılan sokaklarına, karmaşık duygularını kapıların arkasına kilitleyerek çık.
Bütün yürüyüşlerin, bütün yolların sonu kendinde bitsin.
En çok da kendine özlem duy.
Aynada gördüğün yüzün, kalbindeki senden başkası olmaması için özlemlerine tutun.
Yol uzun, vakit kısa.
Zamanın hayat törpüleyen basamaklarından, ömrümün son durağına esenlikle gitmek istiyorsan, en çok kendini özle. En çok kalbine, kendine tutun.
Çünkü; Hayat bilmeli ki aslolan, Muhammed’in (sallallhü aleyhi vessellem) Hira’dan hayatın merkezine indirdiği cümlelerin oluşturduğu yankıdır.
Hayat bilmeli ki aslolan, ölümün gözlerine yaşarken bakabilmektir.
Hayat bilmeli ki aslolan, kalbinin gerçek sahibine sımsıkı tutunmaktır.

Nurdal Durmuş
Share

0 yorum: