"düşün, düşün ki düşün gelişsin"
.......
Ağrısı insanı maksuda eriştirir. Ağrıyan bir ayak yürünecek yollara özlem getirir. Ağrıyan bir diş leziz taamlara özlem getirir. Ağrıyan eller işlenen nakışlara özlem getirir. Ağrıyan bir göz ustalıkla resmedilmiş manzaralara özlem getirir. Ağrıyan kulaklar sevgi sözcüklerine, ruhu sağaltan bir ezgiye özlem getirir. Ağrıyan bir baş hikmetin pınarlarına, tefekkürün dumanlı zirvelerine, bilmenin ve tanımanın lezzetine özlem getirir. Ağrıyan bir yürek En Sevgilinin bağrında dinlenmeye özlem getirir. Ağrımız en büyük nimetimizdir.

Yarasıdır insanın yol azığı, beslendiği çıkını, biriktirdiği dağarcığı. Her ne güzellik varsa iki dudaktan dökülen, yaralı bir sadrın mahsulatındandır. İnsan gariptir, insan yalnızdır, insan anlaşılmazdır, insan karmaşıktır, insan yoksuldur, insan acizdir, insan aşıktır. Dilinden kimsenin anlamadığı, özünden kimsenin haberdar olmadığı, yarasına kimsenin deva bulamadığıdır insan. Kimse bulamasın da yalnız Rabbi buluversin insanı istenmiş de, bir gizli mahfaza koyulmuştur insan. Sevgilisi onu buluncaya kadar yapayalnız bırakılmış bir minik bebek gibi ağlar durur da, kim gelse susmaz, kim ne verse haz etmez, kim ne söylese huzur bulmaz. Zira huzur O’nun huzurunda olmaktır. Bize nazarını O tevcih etmelidir. Yoksa susmayız, yoksa durulmayız, yoksa iflah olmayız. Aman yaramıza O’ndan gayrı dokunmasın!
.......

Mona İslam
Share

0 yorum: