Bir gün bir derviş, Bir kucak dolusu elma ile bayırlar aşan bir genç kıza rastlamış…Bozkırın sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları.. “Nereye gidersin? Ne doldurdun kucağına? ” Diye sormuş derviş. Uzak bir tarlayı işaret etmiş kız: “Sevdiğim çalışıyor orada… Ona elma götürüyorum.” “Kaç tane” diye soruvermiş derviş. Kız şaşkın: “İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç? ” deyivermiş..
Ve usulca koparıvermiş derviş elindeki tespihin ipini!
Ve usulca koparıvermiş derviş elindeki tespihin ipini!
27.3.09 |
vakt-i ibret
|
3
yorum
sayılmaz elbet.
YanıtlaSilama kucağın bir sınırı vardır.
eğer sevgili için
mümkün olan en çoğu vermekse maksat,
sınır koyarsanız ya da
koyulana uyarsanız daha verimli olursunuz.
delil ister misiniz?
deney yapmışlar bilim adamları;
bir yüzücünün uzun mesafe performansı ölçülmüş
önce sınır konmadan karşı yaka görünmeden yüzdürülmüş
ertesi gün yüzeceğimesafe belli varacağı yeri görerek yüzmüş
evet son yüzdüğünde sınırsız yüzerkenden daha fazla mesafe katetmiş.
hem kainatta herşey bir ölçü iledir.
bir gün 24 saattir.
3 yumurtaya birbuçuk bardak şekerdir.
liondaki asit oranı miligramın onda biri fazla olsa dilimizi yarabilir.
99 dur tesbih yüz değildir.
belki de bir şifredir.
şifrenin manası bellidir
beni sevdiğiniz için bir nokta fazla yazsanız adresime
bloğumu ziyaret edemeyeceğiniz kesindir :)
selametle...
Bu güzel sözcükleriniz için çok teşekkür ederim. Evet çok haklısınız herşeyin bir ölçüsü vardır, bunu gözardı edemeyiz. Lâkin bu küçük hikayede kastedilen müphem mânânın ölçüsüzlük olmadığını sizinde kavramış olduğunuz kanaatindeyim :)
YanıtlaSilSelam ve dua ile...
tespitiniz gayet yerinde.
YanıtlaSilmananın müphemliğinden istifade,
bazı hakikatleri müteala etmek istedim belkide :)
hem,
ünsüzüne kıymet vermekteyizdir düşünürün
ünlüsünden ziyade...
velhasıl değildir bu sözlerimiz
kafiye olsun diye.
sadece:)
selametle...