"düşün, düşün ki düşün gelişsin"


Anne sütü… Saf, temiz, faydalı, doğal… Bebeklerin temel gıdası. Kur’ân-ı Kerîm’de bile önemine binaen âyetler gelmiş, bu kadar önemli bir gıda anne sütü. Son zamanlarda bu tertemiz anne sütünü bulandıracak faaliyetler başladı. Bazısı kasıtlı, bazısı masumane…
Gayet masumane başlatılan bir hareketle bu konuya bizim dikkatimiz çekildi. Bir hanım iyi niyetlerle ortaya çıkıp, mamanın içindeki zararlı maddelerden dolayı sütanne bulup bebeğine kendi veremediği anne sütünü bir başka anne ile yani sütanne vasıtasıyla vermeye başladı. Sonra bu durumu yaygınlaştırıp bir harekete öncülük etti. “Anne Sütü Olanlar Olmayanları Bulsunlar Hareketi” adını verdiği bu hareketle sütü olmayan anneleri sütü olan annelerle buluşturdu.
Bu bir gönüllük hareketiydi, Allah razı olsun, pek güzeldi, pek hoştu. Pek çok anne de sayesinde kendi bebeğinin yanısıra başka bebeklerin de sütannesi oldu. Süt ememeyen bebekler de süte kavuştu. Ancak, bu oluşum sakıncaları da beraberinde getirdi. Öncelikle dinî hassasiyet hususundaydı sakıncalar. Bizi de ilgilendiren yanı bu husustu.

Galiba bu hareketi başlatan hanıma da bu konuda yapılmaktaydı tenkitler. Ancak hanım, çocuklara süt veren anneyi ailenin tanıdığını söyleyerek bir bakıma temize çıkarıyordu başlattığı bu hareketini. Fakat bir havuz oluşturacağını ve bu süt havuzuyla sütü olmayan annelere süt ulaştıracağını söyleyince işin yönü de değişti. Burası Türkiye ve burada bunu suiistimal edenlerin de bulunabileceğini ve bu başlattığı hareketin sonradan başka bir mecraya kayabileceğini düşünemedi veya düşünmek istemedi.
Ya bilmeden sütkardeşler birbirleriyle evlenirlerse…
.....

Düşünsenize gelecek nesildeki bebekler farkında olmadan birbirleriyle kardeş oluverecekler! Kardeş kardeş yaşayacağız anlaşılan. Evlenmeler de kalkacak (!), ya da bilmeden sütkardeşler de birbirleriyle evlenecekler. Çünkü verilen sütler karıştığı için kimin sütü kimin belli değil. Bu durumda kim kimin sütannesi, kim kimin sütkardeşi yine belli değil… İlerde aynı anneden beslendiğinin farkında bile olmayan çocuklar, belki birbirlerini sevecek ve evlenmeye kalkacak, nesepler karışacak, nesiller bozulacak, dinin hükümleri hiçe sayılacak, toplum dejenere olacaktır.
Anne sütü bankaları varmış bizde de meğer!
Biz yalnızca iyi niyetle yola çıkan bir hanımın başlattığı bu hareketi sorgularken aslında atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş de haberimiz yok! Anne Sütü Bankaları varmış bizde de… Üstelik yakında biri daha açıldı iyi niyetlerle(!). “Anne Sütü Bankası da ne” diye düşünenlerimiz vardır muhakkak. Açıklayalım. Efendim, Anne Sütü Bankası uygulaması Finlandiya’da başlamış 1937 yılında. Bu bankalarda para yerine süt biriktirilmiş.
Annelerin sütleri özel pompalarla sağılıp bir havuzda toplanıyor ve ihtiyacı olan çocuklara içiriliyor. Yani süt bankaları bizim sütannelerimiz gibi… Ancak burada bir iki annenin değil, onlarca, yüzlerce annenin sütü birbirine karışmakta ve bebeklere bu karışım süt içirilmektedir. Bu havuzlarda biriktirilip karıştırılan süt belki modern Batılılar için bir sorun değil.. Ama bizim için yani Müslümanlar için mahzurlu…
.....

Satılık anne sütü
Yakında “Satılık anne sütü” diye reklamlar duyarsanız şaşırmayın. Çünkü birkaç yıldan beri televizyonlardaki dizilerde, özellikle bir kanalın dizilerinde sütannelik konusu işlenmekte ve para ile sütanne tutulmakta, hatta gizliden gizliye annelere gönderme yapılarak göğüslerinin bozulmaması için sütanne tutmaları mesajı verilmektedir. Yakınlarda para ile sütanne tutulması konusunda bir sektör oluşturabilir ve “evlere sütanne gönderilir” diye reklamlar ve ilanlar görebiliriz gazete ve televizyonlarda. İş bununla kalsa iyi, ya sütü bol olan annelerin sütlerini sağıp bir havuzda karıştırıp onları dondurup satışa sunarlarsa...

Bebeklerimizin en doğal gıdası olan ana sütü bulandırılmakta, kirletilmekte… Bulandırılıp kirletilen ana sütü mü, nesillerimiz mi?

Fatma Toksoy

Yazının tamamı için; www.dunyabizim.com



Share

0 yorum: