"düşün, düşün ki düşün gelişsin"

Sor kenâr-ı yâr zevkin eşk-i hasret garkına
Düşmeyen girdâba bilmez kadrini sâhillerün

(Sevgiliye kavuşmanın zevkini, hasret gözyaşlarına boğulandan sor,
Girdaba düşmeyen sahillerin kıymetini bilmez.)

-Behiştî-
Share

Kedersiz ve kadersiz bir hayat, hayat değildir!

"abherî"
Share

Kapat gözlerini önce. Ve haydi aç şimdi kendi içine. Değil mi ki,"Aslolan gözlerin kapalıyken yaşadıkların" (Giorgio de Chricio).
Hala en güzel hikayeleri dünyalar bir araya gelse anlamayacaklara mı anlatmaktasın? Ve sen hala sağırlar ordusuna senfoniler mi çalmaktasın? Ne seni hazmede bilen ne de senin hazmede bildiğin bir alemde için sızlıyor, biliyorum. İçine bak, imkansız bir şey olmadığını göreceksin. Kapat gözlerini gitsin. Ama aç kendi içine.
Henüz bilmiyorsun; açtıkça gözlerini kendi içinden başka bir yere, gerçeğini kendi içinin dışında bir yerde aradıkça, ona hiç ulaşamayacaksın. Üstelik aradıkça kaybolacak, buldukça yok olacaksın. Kurtulmaya çalıştığın bir lunaparkın baş döndürücü kalabalığında bir türlü kapıyı bulamayacaksın.(inanmazsanız bakabilirsiniz; Mustafa Kutlu`nun " Lunapark” hikayesi)
Dahası, o kadar çok kurtulmaya çalıştığın panayırın güldüren aynalarından biri olacaksın sonunda. Bir ayna ama, ne görücü ne gösterici. Olması gerekenden bambaşka bir şey şaşırtıcı, kandırıcı ve yol kaybettirici, şekil bozucu ve
yanıltıcı. Üstelik ayna olma iddiasında, dahası kendini öyle
zannediyor. Aynalarda sırrı bozulunca şaşırtırmış anlayacaksın.

Kapat gözlerini kendi içinden başka olan her şeye. Saat yirmidortlerin sıfır birlere degdiği bir yerde “Karamazoflar” okumaktan vazgeçme. "Aklın aşağılık” saydığında kalbin güzellik bulduğunu" öğren mityadan.
Nefesinin tıkandığı yerde ilk sözü söyleyen olma.

Cümlelerde kaybolmaktan, sözlere kaybolmaktan da vazgeç. Çünkü herkesin lügatı farklı, bunu hala bilmiyor musun? Senin "yağmur”unla kimsenin "yağmur”u sözcük biçiminde uymuyorsa birbirine, bu çaba niye? Kapat gözlerini önce.
Ve aç kendi içine.
.....

Nazan Bekiroğlu/ Mor Mürekkep
Share

Ağlamak, uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan kuvvetin son bir feryadıdır. Ağlayamadığımız zamanlar, bizde o iktidarın da yok olduğu vakitlerdir ki, onun yerine geçen tesirli bir sükûnet, en şiddetli elem gözyaşlarından daha gönül yakıcıdır.

Sâmipaşazâde Sezaî
Share

Her insan bir ağrıyı meşk eder gücü kadar.
Hangi ilaç merhem ki yaraya, kendi kadar?

Neslihan Nur TÜRK
Share
Share